DOLAR 34,4886 0.07%
EURO 36,5298 0.4%
ALTIN 2.947,150,42
BITCOIN 33416644,51%
Tekirdağ
17°

HAFİF YAĞMUR

12:55

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

http://lambadakicin.com/wp-content/uploads/2022/12/reklamalani2.gif
Chat on WhatsApp
TEKİRDAĞ NASIL KURTULUR?

TEKİRDAĞ NASIL KURTULUR?

13 Kasım 1922… Yunan işgalinden kurtarılan Tekirdağ, özgürlük ve bağımsızlık kutlamalarıyla halkını coşkuya boğmuştu. O günler, mavi gökyüzü altında, Tekirdağ sahilinin huzur içinde dalgalarla buluştuğu, yeşil alanların solgunlaşmadığı, gür ağaçların ve narenciye bahçelerinin övünç kaynağı olduğu günlerdi. Peki, 102 yıl sonra nereye geldik? Çirkin apartmanlar, sürekli trafik, beton ormanları ve "mutlaka satılacak" bir metrekarelik arsa yüzünden yapboz haline gelmiş bir şehir! Neyse ki, bu durum sadece betonlaşma anlamında değil, sosyal yapıyı da etkileyen “rantsal” bir işgalin zirveye ulaşması anlamına geliyor. Gerçekten, şehri ne zaman kurtaracağız? İşgal altındaki Tekirdağ'ı nasıl kurtarabiliriz?

ABONE OL
Kasım 18, 2024 08:57
TEKİRDAĞ NASIL KURTULUR?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tekirdağ: 102 Yılda Bir “Şehir Değiştirme” Operasyonu

13 Kasım 1922… Yunan işgalinden kurtarılan Tekirdağ, özgürlük ve bağımsızlık kutlamalarıyla halkını coşkuya boğmuştu. O günler, mavi gökyüzü altında, Tekirdağ sahilinin huzur içinde dalgalarla buluştuğu, yeşil alanların solgunlaşmadığı, gür ağaçların ve narenciye bahçelerinin övünç kaynağı olduğu günlerdi.

Peki, 102 yıl sonra nereye geldik? Çirkin apartmanlar, sürekli trafik, beton ormanları ve “mutlaka satılacak” bir metrekarelik arsa yüzünden yapboz haline gelmiş bir şehir! Neyse ki, bu durum sadece betonlaşma anlamında değil, sosyal yapıyı da etkileyen “rantsal” bir işgalin zirveye ulaşması anlamına geliyor. Gerçekten, şehri ne zaman kurtaracağız? İşgal altındaki Tekirdağ’ı nasıl kurtarabiliriz?

İşte, Tekirdağ’ın yeniden “özgürleşmesi” için birkaç öneri:

  1. Beton Ormanına Karşı Ağaç Direnişi:
    Evet, betonlaşma karşıtı bir direniş başlatabiliriz. Ama bu sefer “yeşil” direnişi, “yeşil” olarak başlamalı. Her ağaç kesildiğinde, bir kişi “bugün ağaç yerine ev yapmayı düşünen müteahhit var mı?” diye Twitter’dan duyuru yapmalı. “Bugün burada ağaç kesme günü, o zaman kolları sıvıyoruz!” diyeceğiz. Ve ağaç yerine ev değil, belki bir parka, bir bisiklet yoluna, bir çocuk oyun alanına yer açmak için hep birlikte kampanya başlatacağız.
  2. Müteahhitlerin Evrimsel Gelişimi:
    Tekirdağ’daki müteahhitler aslında, evrimsel bir dönüşüm geçiriyorlar. Önce “iş makinesi kullanmayı” öğreniyorlar, sonra beton dökme aşamasında kendilerini sanatçı ilan edip “modern mimari” adı altında 10 katlı binalar inşa ediyorlar. Ama gözümüzü açmalıyız! Tekirdağ’da beton döken her müteahhitin üzerine, her binanın temeline bir “yeşil alana katılım ücreti” koymalıyız. Müteahhitler artık binaları değil, parkları inşa etsin. Mavi gökyüzü de onlara feda olsun!
  3. Kentsel Dönüşüm: Anlamlı Bir Başlangıç, Sonu Çirkin!
    Kentsel dönüşüm projeleri, her zaman kazançlı işler oluyordu. Ama bu dönüşümün sonunda, Tekirdağ’ı sadece 5 katlı apartmanlardan ibaret görmemeliyiz. Evet, her mahallede birer “kentsel dönüşüm parkı” kurmalıyız. Dönüşüm bu kadar kolay olmamalı. Bu işin sonunda Tekirdağ halkı, sadece yeni ve çirkin evlere değil, eski sokaklarına da saygı gösterebilmelidir. Yeni yapılacak her projede, “ama biraz daha sokak sanatı, biraz daha yeşil alan, biraz daha eski Tekirdağ ruhu” demeliyiz. En azından Tekirdağ’a geri dönmeden önce bir uğrak yeri olsun!
  4. Sahile Sahip Çık, Betona Teslim Etme:
    Tekirdağ’ın sahili, denizle birleşen o muazzam alan… Nasıl oldu da burayı bu kadar kolay betona gömdük? Tekirdağ sahilini kurtarmak için herkes denize sırtını dönüp, “ben buradayım, geri çekilin!” demeli. Sahilde sahil dükkânları yerine yerel üreticilerden gelen “organik pazarı”, çocuklar için ücretsiz eğlence alanları, spor alanları inşa edebiliriz. Ve hatırlatmak gerek: Sahil sadece suyun değil, halkın!
  5. Hikâyeleri Hatırlamak:
    Bir şehir ne zaman kaybolur? Hatıralar silindiğinde, o şehir kaybolur. 1922’de özgürlük için savaşan insanların isimleri neredeyse unutuldu, oysa o gün, şehrin kalbinde bir direnişin başlangıcıydı. Tekirdağ’ı kurtarmanın en önemli yolu, geçmişin hatıralarına sahip çıkmak. Yunan işgalinden kurtuluşun hikâyeleri, sokaklarda yankı bulmalı. Her mahallede bir “direniş anıtı” yapılmalı. Ama bu anıtlar beton değil, “canlı” olmalı: Zeytin ağaçlarından, lavanta tarlalarından ve şehri anlatan “görsel sanatlar”dan oluşmalı.
Bu Çirkin şehirleşme sürecine nasıl geldik?

Sonuç olarak, Tekirdağ sadece 102 yıl önce kurtarılmadı. Her gün, her yeni inşaatta, her yeni “rantsal projede” bir kere daha kurtarılması gerekiyor. Yeşil alanları savunmak, müteahhitlerin işgalini durdurmak ve şehri gerçek anlamda özgürleştirmek için hep birlikte bir direnişe başlamak şart. Ve belki de şehrin en büyük özgürlüğü, beton ormanından uzaklaşıp, “yeni nesil yeşil Tekirdağ”ı kurabilmektir.

Nijat Ayvaz

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r