03 Aralık 2024 Salı
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’ne Kayyum İddiası: Gündemi Sarsan Tartışma
Türkiye’de “kayyum” kavramı, başlangıçta özel sektör, dernekler, vakıflar ve miras anlaşmazlıklarında kullanılan, bir malın yönetilmesi veya belirli bir işin yapılması için atanan geçici temsilciyi tanımlıyordu. Ancak 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası kayyum atamaları, belediyelere kadar uzanarak siyasi gündemi derinden sarstı. Belediyelere kayyum atanması, özellikle Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yasal bir zemin kazandı. Bu dönemde, terör suçlarıyla ilişkilendirilen belediye başkanları ve meclis üyeleri yerine kayyum atanması uygulaması, demokratik değerler ve seçmen iradesi üzerindeki etkileriyle geniş çapta tartışmalara yol açtı.
CANDAN BELEDİYECİLİĞİN SONU MU?
Son günlerde ise Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, kayyum iddialarıyla gündemde. Bu iddialar, halkın dikkatini üzerine çekerken, kamuoyunda büyük bir merak ve belirsizlik yaratıyor. Dr. Candan Yüceer, Tekirdağ’ın seçilmiş belediye başkanı olarak, terörle bağlantılı suçlardan yargılanmıyor ve hakkında herhangi bir soruşturma da bulunmuyor. Peki, o zaman bu iddialar hangi temele dayanıyor? Hangi gerekçeyle kayyum atanacak?
Kayyum atamaları, Türkiye’de büyük bir tartışma konusu haline geldi. Seçimle iş başına gelen bir belediye başkanının yerine, kayyum atanması, demokrasinin temel taşlarını sarsan bir adım olarak görülüyor. Yerel yönetimlerin halk iradesine dayanarak görev yapması gerektiği savunulurken, kayyum uygulamalarıyla bu iradenin ihlali, özellikle muhalefet kanadında geniş yankı uyandırıyor.
Tekirdağ’da kayyum atama iddiaları, sadece bölge halkını değil, tüm Türkiye’yi meşgul ediyor. Belediyenin yönetiminin, herhangi bir yasal dayanağa dayanmadan ve seçimle gelmiş bir başkan varken kayyuma devredilmesi, kamuoyunda “Seçilenlerin yerine atananlar mı?” sorusunu gündeme getiriyor. Bu durum, demokratik temsilin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ve bir başka soru da akıllarda: Eğer kayyum atanırsa, bu adım Türkiye’nin yerel yönetim anlayışında nasıl bir dönüm noktası olacak?
YOLUN SONU ÇABUK MU GÖRÜNDÜ?
Halkın iradesiyle seçilen yöneticilerin yerine kayyum atanması, her zaman büyük bir tepkiyle karşılanmışken, Tekirdağ örneğinde de aynı şekilde bir huzursuzluk yaratması muhtemel. Bu iddiaların gerçek olup olmayacağı, zamanla netlik kazanacak. Ancak bu süreç, Türkiye’nin kayyum tartışmalarını yeniden ateşleyecek ve demokrasi, yerel yönetim ve halk iradesi üzerine derinlemesine bir sorgulamaya yol açacak gibi görünüyor. Kayyum iddiaları, sadece Tekirdağ için değil, tüm Türkiye için kritik bir sınav niteliği taşıyor.
Nijat Ayvaz