TEKİRDAĞ NASIL KURTULUR?

13 Kasım 1922… Yunan işgalinden kurtarılan Tekirdağ, özgürlük ve bağımsızlık kutlamalarıyla halkını coşkuya boğmuştu. O günler, mavi gökyüzü altında, Tekirdağ sahilinin huzur içinde dalgalarla buluştuğu, yeşil alanların solgunlaşmadığı, gür ağaçların ve narenciye bahçelerinin övünç kaynağı olduğu günlerdi. Peki, 102 yıl sonra nereye geldik? Çirkin apartmanlar, sürekli trafik, beton ormanları ve "mutlaka satılacak" bir metrekarelik arsa yüzünden yapboz haline gelmiş bir şehir! Neyse ki, bu durum sadece betonlaşma anlamında değil, sosyal yapıyı da etkileyen “rantsal” bir işgalin zirveye ulaşması anlamına geliyor. Gerçekten, şehri ne zaman kurtaracağız? İşgal altındaki Tekirdağ'ı nasıl kurtarabiliriz?

Tekirdağ: 102 Yılda Bir "Şehir Değiştirme" Operasyonu

13 Kasım 1922… Yunan işgalinden kurtarılan Tekirdağ, özgürlük ve bağımsızlık kutlamalarıyla halkını coşkuya boğmuştu. O günler, mavi gökyüzü altında, Tekirdağ sahilinin huzur içinde dalgalarla buluştuğu, yeşil alanların solgunlaşmadığı, gür ağaçların ve narenciye bahçelerinin övünç kaynağı olduğu günlerdi.

Peki, 102 yıl sonra nereye geldik? Çirkin apartmanlar, sürekli trafik, beton ormanları ve "mutlaka satılacak" bir metrekarelik arsa yüzünden yapboz haline gelmiş bir şehir! Neyse ki, bu durum sadece betonlaşma anlamında değil, sosyal yapıyı da etkileyen “rantsal” bir işgalin zirveye ulaşması anlamına geliyor. Gerçekten, şehri ne zaman kurtaracağız? İşgal altındaki Tekirdağ'ı nasıl kurtarabiliriz?

Bu Çirkin şehirleşme sürecine nasıl geldik?

Sonuç olarak, Tekirdağ sadece 102 yıl önce kurtarılmadı. Her gün, her yeni inşaatta, her yeni “rantsal projede” bir kere daha kurtarılması gerekiyor. Yeşil alanları savunmak, müteahhitlerin işgalini durdurmak ve şehri gerçek anlamda özgürleştirmek için hep birlikte bir direnişe başlamak şart. Ve belki de şehrin en büyük özgürlüğü, beton ormanından uzaklaşıp, "yeni nesil yeşil Tekirdağ"ı kurabilmektir.

Nijat Ayvaz