http://lambadakicin.com/wp-content/uploads/2022/12/reklamalani2.gif
(Mizah ve trajedi arası bir siyasi portre denemesi)

Başlığa bakıp da “Bu da mı Nijat Ayvaz’ın düşüncesi?” demeyin. Bu kez kelimeler bana değil, CHP’nin içinden yükselen fısıltılara ait. Fakat itiraf edeyim, Tekirdağ siyasetinde bir süredir esen rüzgârın yönü gerçekten de CHP’lilerin kendi aralarında konuştukları gibi “uğursuzluk” tarafına doğru dönmüş görünüyor.
Candan Yüceer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden beri kentin yolları, altyapısı, suyuyla uğraşmak yerine, “kim kimin ayağını kaydıracak” kulislerinin başrolünü oynamayı tercih etti. Hani bazı insanlar vardır, gittikleri yere bereket getirir… Eh, bazıları da sadece “olan bereketi yok edip götürür” derler.

Parti kulislerinde dolaşan söylentiler Yüceer’in Büyükşehir’i “bir ara durak”, CHP Genel Başkanlığı’nı ise “nihai hedef” olarak gördüğünü anlatıyor. Ama o koltuk öyle kolay kalkılacak bir koltuk değil. Hele de Ankara’nın havası bu kadar ağırlaşmışken.
Peki, Tekirdağ ne olacak? Gençler, üreticiler, işsizler, köylüler, suyu kesilen mahalleler, çamura batmış yollar? Onlar bekliyor. Başkan hanım ise hâlâ parti içi satranç tahtasında hamle peşinde. Fakat görünen o ki, şah-mat olmaya doğru giden kendi siyasi oyunu.
CHP kulislerinde yankılanan cümle bu:
“Uğursuz kadın! Tekirdağımıza uğursuzluğu da getirdi. Partimizi darmadağın etti. Gençlerimizin umutlarını söndürdü. İl ve ilçe seçimlerinde yapmadığı kalmadı.”
Bu sözleri duyan bazı partililer “keşke ellerimiz kırılsaydı da oy vermeseydik” diyor. Düşünün, bir şehir düşünün: denizi var, tarihi var, bereketli toprakları var… Ama “uğur”u yok!
Aslında olan şu: Tekirdağ siyasetinde mizah ve trajedi aynı sahnede oynanıyor. Bir yanda koltuk savaşları, öte yanda hizmet bekleyen halk. Bir yanda “kadın dayanışması” sloganları, öte yanda kadınların kendi aralarında “bıktık artık” fısıltıları.
Candan Yüceer, bugün belki hâlâ güçlü görünüyor ama siyasetin kaderi, deniz havası gibi değişkendir. Rüzgâr bir döner, dalga bir yükselir… Ve bir bakmışsınız, “uğursuz kadın” etiketi yerini “kaybedilmiş fırsat” hikâyesine bırakmış.

Tekirdağ’ın yolları hâlâ delik deşik, su faturaları hâlâ kabarık, CHP’nin içi hâlâ karışık. Ama herkesin aklında tek bir soru:
“Candan Hanım bu oyunun sonunda gerçekten ne kazanacak?”

Belki de bu hikâyede en trajik olan şey, “uğursuzluk” değil, Tekirdağ’ın kaybolan umutlarıdır. Çünkü bir şehri sadece yağmur değil, yanlış siyaset de boğabilir.
Lambadaki Cin Nijat Ayvaz
KÜLTÜR VE SANAT
6 gün önceGÜNDEM
9 gün önceGENEL
9 gün önceGENEL
16 gün önceGÜNDEM
19 gün önceGENEL
20 gün önceGÜNDEM
21 gün önceVeri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.