DOLAR 34,8173 0.1%
EURO 36,8383 0.13%
ALTIN 2.964,580,75
BITCOIN 34482260,21%
Tekirdağ
13°

HAFİF YAĞMUR

13:01

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

http://lambadakicin.com/wp-content/uploads/2022/12/reklamalani2.gif
Chat on WhatsApp
TRUMP EZBER BOZABİLECEK Mİ?

TRUMP EZBER BOZABİLECEK Mİ?

Donald Trump, ikinci kez ABD Başkanlığı koltuğuna oturdu. İlk döneminde gerek içeride gerek dışarıda politikalarıyla fırtınalar estiren Trump, bu kez daha tecrübeli, farklı ittifaklarla güçlenmiş ve radikal adımlarla dönüyor. Peki, Amerika'yı ve dünyayı neler bekliyor?

ABONE OL
Ocak 21, 2025 11:42
TRUMP EZBER BOZABİLECEK Mİ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Trump Göreve Başladı: Amerika’nın “Altın Çağı” mı Başlıyor?

  1. ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak’ta yemin ederek ikinci dönemine başladı. Tören, politik müttefikleri Elon Musk, Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg gibi isimlerin katılımıyla dikkat çekti. Trump, konuşmasında “Amerika’nın altın çağı başladı” mesajını verirken, adalet sistemi reformu, kimlik siyaseti eleştirileri ve enflasyonla mücadele vurgusu yaptı.

Dış politikada, Ukrayna ve Gazze meselelerine öncelik tanıyacağını belirten Trump, gereksiz savaşlardan kaçınan bir ABD hedeflediğini ifade etti. İlk icraatlar arasında DSÖ ve Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme sürecini başlatması ve güney sınırında acil durum ilan etmesi yer aldı.

Trump, ilk dönemine göre daha az dirençle karşılaşması beklenen bu dönemde, hızla icraatlarını hayata geçirmeyi hedefliyor. Amerikan siyaseti, yeni bir hararetli döneme giriyor.

Trump’ın İkinci Dönemi: Amerika ve Dünya İçin Yeni Bir Dönem mi?

Donald Trump, ikinci kez ABD Başkanlığı koltuğuna oturdu. İlk döneminde gerek içeride gerek dışarıda politikalarıyla fırtınalar estiren Trump, bu kez daha tecrübeli, farklı ittifaklarla güçlenmiş ve radikal adımlarla dönüyor. Peki, Amerika’yı ve dünyayı neler bekliyor?

İç Politikada “Altın Çağ” Söylemi ve Gerçekler

Trump’ın “Amerika’nın altın çağı başladı” mesajı, ekonomiden adalet sistemine kadar geniş kapsamlı bir reform vaadini içeriyor. Ancak bu söylemin hayata geçmesi için önünde üç büyük engel var: derin ekonomik sorunlar, toplumsal kutuplaşma ve federal sistemin bürokratik direnci. Trump’ın hukukun politik bir araç olarak kullanılmasına son verme iddiası, özellikle Demokratların ve aktivist grupların direnişiyle karşılaşabilir. Ancak seçmen tabanını memnun edecek kültürel politikalar –örneğin kimlik siyasetine karşı sert tutumu– kısa vadede Trump’a destek kazandırabilir.

Ekonomide, enflasyonla mücadele ve üretimi ülkeye geri getirme vaatleri öne çıkıyor. Ancak ABD’nin küresel ekonomideki rolünü yeniden şekillendirme çabası, hem uluslararası ticaret savaşlarını hem de içeride gelir eşitsizliği tartışmalarını alevlendirebilir.

Dış Politika: “Önce Amerika” Felsefesi Devam Ediyor

Trump, ilk döneminde olduğu gibi, dış politikada “Önce Amerika” anlayışını sürdürecek gibi görünüyor. Ancak bu kez yaklaşımı daha pragmatik olabilir. Ukrayna’daki savaşı sona erdirme hedefi, uluslararası camiada dikkat çekiyor. Ancak bu, NATO müttefikleriyle gerilim yaratabilir. Trump’ın Ukrayna-Rusya meselesinde “masaya oturun” çağrısı, Avrupalı liderlerin tepkisini çekse de küresel barış için fırsat sunabilir.

Ortadoğu’da Trump’ın dış politika odağı Gazze üzerine yoğunlaşabilir. İsrail’e olan yakınlığı bilinse de Filistin meselesine dair beklenmedik açılımlar yaparak “barış mimarı” rolü üstlenmek isteyebilir. Ancak bu, bölgedeki dinamikleri sarsacak ve uzun vadeli bir etkisi tartışmalı bir girişim olabilir.

Çin ve Asya-Pasifik ise ikinci dönemin asıl mücadele sahası olacak gibi görünüyor. Trump, Çin’e karşı ticari ve askeri hamlelerini artırarak, ABD’nin küresel liderliğini pekiştirme çabasında. Bu tutum, Asya’da yeni ittifaklar yaratırken, Çin’i daha agresif stratejilere yöneltebilir.

Silikon Vadisi ve Hollywood İttifakı: Gerçekçi mi?

Trump’ın ikinci döneminde teknoloji devleri ve Hollywood ile yumuşayan ilişkileri dikkat çekiyor. Elon Musk, Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg gibi isimlerle kurduğu diyalog, teknoloji politikalarında değişim sinyali olabilir. Ancak bu uzlaşmanın ne kadar sürdürülebilir olduğu tartışmalı. Zira Trump’ın tabanını mobilize eden kutuplaştırıcı söylem, bu gruplarla uzun vadeli bir barışçıl ilişki kurmasını zorlaştırabilir.

Küresel Düzen: Yeni Dönemin Belirsizlikleri

Trump’ın Dünya Sağlık Örgütü’nden çekilme ve Paris İklim Anlaşması’ndan ayrılma adımları, ABD’yi küresel sistemin dışına itme riskini taşıyor. Ancak Trump’ın bu hamlelerle “bağımsız bir süper güç” vizyonunu pekiştirmek istediği aşikâr. Bu durum, ABD’nin liderliğini sorgulayan yeni bir küresel düzenin habercisi olabilir.

Sonuç: Hararetli Günler Kapıda

Trump’ın ikinci dönemi, hem içeride hem de dışarıda sert çatışmalara ve çarpıcı değişimlere sahne olacak. İçeride toplumsal fay hatları derinleşirken, dış politikada ABD’nin etkisi yeniden şekillenecek. Bu süreçte Trump, önceki döneme göre daha az dirençle karşılaşabilir; ancak attığı her adım, Amerikan siyaseti ve dünya düzeninde yeni tartışmalar yaratmaya aday.

Trump’ın ikinci döneminde Amerika’nın yükselişine mi, yoksa yeni bir tür içe kapanmaya mı tanık olacağız? Bu sorunun cevabını, önümüzdeki yıllardaki kararları ve bu kararların yankıları verecek. Ancak bir gerçek var ki, Trump bu kez yalnızca bir başkan değil, küresel düzeni yeniden tanımlama iddiasındaki bir aktör.

Nijat Ayvaz / Lambadaki Cin

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.