İSİM BABAM CİNUÇEN TANRIKORUR’U ANARKEN,

Hayat bazen biz farkında olmadan küçük dokunuşlarla yönümüzü değiştirir. Bazen bir an, bazen bir insan, bazen de bir kelime, hayatımızın akışına derin izler bırakır. Benim için bu izlerden biri, değerli hocam Cinuçen Tanrıkorur’un verdiği bir ders sırasında, adım üzerine yaptığı o unutulmaz konuşmaydı.

1992 yılında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde (MSM) Klasik Türk Müziği Bölümü öğrencisiydim. O yıllar, sanata dair her şeyi öğrenme heyecanıyla dolu, büyük ustaların bilgeliğinden feyz almayı arzuladığım yıllardı. Bir gün okulun duyuru panosunda bir afiş gördüm: Cinuçen Tanrıkorur’un Fransa’daki bir konserinin duyurusuydu. Merakla araştırmaya başladık ve kısa süre sonra öğrendik ki kendisi artık MSM’de Ud, Müzikoloji, Nazariyat ve Terminoloji dersleri verecekti. Öğrenci psikolojisiyle hakkında bilgi edinmek istedik; hocalarımızdan ve müzik çevresinden onun disiplinli, müziğe derin bir saygı duyan ama bir o kadar da not konusunda tutumlu bir hoca olduğunu öğrendik.

Ve nihayet, ilk ders günü geldi çattı. Sınıfa elinde ustalıkla taşıdığı Ud’u ile girdi. Sesi kadar heybetli duruşu, sanata ve öğrenciye duyduğu saygıyı yansıtıyordu. Dersin başında, herkes kendini tanıtıyordu. Sıra bana geldiğinde, “Ben Nejat Ayvaz, Tekirdağ’dan geldim” dedim. O an, hocamızın keskin bakışları üzerime yöneldi. “Dur bir dakika sevgili yavrum. Kaç yaşındasın?” diye sordu. “21 yaşımdayım efendim” dedim. O anda öyle bir cümle kurdu ki, sınıfta derin bir sessizlik oluştu: “Peki sevgili oğlum, 21 yıl boyunca uydurulmuş bir isimle yaşamayı içine nasıl sindirebildin?”

Bu soru karşısında şaşkına dönmüştüm. “Nasıl uydurulmuş hocam?” diye sorduğumda, ismimin kökenine dair derin bir anlatı başladı. “Nejat” isminin Farsça kökenli “Nijad”tan türediğini, Arapça “Necat” olarak geçtiğini ve Türkçeye “Nejat” şeklinde dönüştüğünü uzun uzun anlattı. Her kelimesi bilgiyle doluydu ve sınıf olarak hayranlıkla dinliyorduk. Ve sonra bana dönerek dedi ki: “Sevgili oğlum, ben senin gibi sanat aşkıyla yoğrulmuş birine uydurulmuş bir isimle hitap etmeyeceğim. Ben bugünden sonra iznin olursa sana Nijat diye hitap edeceğim. Sana yakışan da budur.”dedi.

O gün, Cinuçen hocamın derin bilgisinden ve sanata olan bağlılığından bir kez daha etkilenmiştim. O günden sonra adımı her alanda “Nijat” olarak kullanmaya başladım. Yazılarımda, makalelerimde, kitaplarımda hep bu ismi benimsedim. Ve nihayet 2024 yılında, resmi olarak adımı “Nijat” olarak değiştirdim. 21 yıl Nejat olarak yaşadığım ismim, hocamın o unutulmaz anlatımıyla Nijat’a dönüşmüştü.

Bugün, kıymetli hocam Cinuçen Tanrıkorur’u rahmetle anıyorum. Ne yazık ki, 28 Haziran 2000’de onu kaybettik. Onun bilgi ve sanat anlayışından faydalanabilmek büyük bir şanstı. Müjdat Gezen başta olmak üzere MSM’de bize emek veren tüm hocalarımı sevgi ve saygıyla anıyorum.

İsmime ruh katan, sanata bakışımı şekillendiren değerli hocam Cinuçen Tanrıkorur, iyi ki vardınız. İyi ki bir gün, bir derste, ismimi yeniden tanımladınız…

Nijat Ayvaz / Lambadaki Cin